7 Nisan 2014 Pazartesi

Apple Store Türkiye'de

ABD merkezli Apple firması, New York ve Londra gibi şehirlerde açtığı yenilikçi tasarıma sahip mağazalarla tüm dünyada beğeni kazanıyor. 13 ülkenin ardından şimdi sıra Türkiye’de.

5 Nisan Cumartesi günü saat 10:00’da Zorlu Center'da açılan Apple Store, haftanın her günü gece 22:00’’ye kadar hizmet verecek.


Kübik cam tavanı ile hem gün ışığından maksimum derecede faydalanılan hem de oldukça geniş bir alana sahip olan Apple Store Zorlu Center ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile bugün kapılarını açtı. Apple'ın açılışa özel bastırdığı 4.500 Apple logolu özel t-shirt'ün de dağıtıldığı açılışta ziyaretçiler hem mağazayı gezdiler hem de alışveriş yaptılar.

Mağaza açılışı sırasında Apple Store Zorlu Center çalışanları ilk konukları alkışlarla karşılarken ilk ziyaretçilere Apple Store t-shirt'ü hediye edildi.



İlk gün Apple mağazasında yoğun satış gözlendi. iPad standında tüketicilerin yoğun alışverişinin yanı sıra birbirinden ilginç iPhone, iPad ve Mac ürün hattına ilişkin aksesuarlar da ilgi gördü.  

7 Şubat 2009 Cumartesi

Windows 7 İncelemesi

Bilindiği üzere Microsoft, Vista’dan sonra gelecek olan Windows 7 (7. nesil) işletim sisteminin beta versiyonunu kullanıcılar için internet üzerinden yayınlamıştı. Ben de fırsat bu fırsat indirip hemen bir bakayım, acaba 2009 yılı içerisinde çıkması beklenen Windows 7’ye geçiş yapacak mıyım yoksa Vista’da olduğu gibi “bu ne arkadaş ya” deyip XP’ye devam mı edeciğim görmek istedim.

Öncellikle Windows 7’nin Ultimate Beta Build 7000 versiyonunu internetten indirerek, sanal bilgisayar yazılımı olan Microsoft Virtual PC üzerinde kurmak istedim. Sisteme 1gb’lık ram ayırdım. Böylelikle Intel Pentium4 3.00Ghz hızında 1 gb ram’lik bir sanal bilgisaya rım olmuş oldu. Windows 7’yi bir güzel kurdum bu sisteme. Ancak hayal kırıklığına uğradım. İşletim sisteminin kurulması bir yana, kurulduktan sonra Windows 7’nin açılması bile neredeyse 5 dakikayı buldu. Anladım ki 1 gb ram kesinlikle Windows 7 için yeterli değil.

Mecburen sanal bilgisayar sevdasından vazgeçip Windows 7’yi direkt olarak üzerinde 2 gb ram bulunan masaüstü bilgisayarıma kurmak zorunda kaldım. 1 gb ram’de bir klasörü açmak için bile 3-4 dakika gibi bir zaman harcarken, 2 gb ram’de gayet başarılı ve tatmin edici bir sonuç verdi bu işletim sistemi. Windows 7’yi kurabilmek için yaklaşık olarak 9 gb’lık bir alana ihtiyaç var.

Sistemin yüklenme Süresi Vista’yla hemen hemen aynı sayılır. Ancak Windows 7’nin açılma hızı Vista’dan daha iyi…

Öncellikle şunu belirtmekte fayda var. Windows 7’yi ilk kurduğunuzda beta sürümü olmasından ve driverlarla şu anki yazılımların bir çoğunun Windows 7 uyumlu olmamasından kaynaklanan bazı donanım ve yazılım sorunları ile karşılaşabilirsiniz. Kararlı sürümde bu sorunların bir çoğu çözülecektir.

Şimdi gelelim Windows 7’deki yeniliklere…

Tabi ki burada Windows 7’nin tüm özelliklerinden bahsetmeyeceğim. 2-3 günlük bir inceleme sonunda “Ultimate Beta Build 7000” versiyonunda bulunan ve hoşuma giden bazı özellikleri anlatmaya çalışacağım.

Sistem açıldığında ilk göze çarpan yenilik eski sistemlerden çok farklı olan bir başlat çubuğu. Günümüzde birçok browserda olan sekme özelliği artık Windows 7’nin başlat çubuğunda da var. Başlat çubuğunda bulunan simgelerin üzerlerine geldiğimizde açık olan pencerelerin veya çalışan programların ön izlemelerini görebiliyoruz. Ön izlemelerin üzerlerine fare ile geldiğimizde ise tam ekran ön izlemeye ulaşabiliyoruz. Hepimizin yıllardır kullandığı Masaüstünü Göster (Show Desktop) butonu en sağa alınmış. Başlarda alışmak çok zor oldu. Elim ister istemez başlat butonunun yanına gitti bir süre.

Başlat çubuğuna sağ tıklayıp özelliklerine girdiğimizde “Toolbars” sekmesinde “Tablet PC Input Panel” isminde bir seçenek var. Bu seçenek ekranda sanal bir klavyenin çıkmasına yarıyor. Yani bilgisayarınıza bağlı bir klavye olmasa bile işletim sistemini kullanabiliyorsunuz.

Masaüstüne baktığımızda dikkati çeken diğer bir farklılık ise Vista’da gadgetların bulunduğu barın Windows 7’de default olarak gelmemesi. Masaüstünde görmek istediğimiz gadgetları kontrol panelinden seçebiliyoruz.




Çok ilgimi çeken ve şaşırmama neden olan diğer bir özellik ise yıllardır arayüzüne alıştığımız ve üzerinde neredeyse hiç değişiklik yapılmayan Paint uygulaması. Windows 7’yle birlikte yepyeni bir Paint arayüzüne sahibiz artık.


Windows 7 işletim sisteminde çoğu kullanıcının memnun kalmayarak eski sürümünü kullanmaya devam ettiği Internet Explorer 7 yerine browser olarak Internet Explorer 8 Beta yüklü geliyor.

Yeni işletim sisteminde artık screenshot almak için printscreen tuşuna basıp kaydettiğiniz görüntüyü bir resim editörüne atarak istediğiniz bölümü tekrar seçip kaydetmenize gerek yok. Bunun yerine Snipping Tool uygulamasını kullanabilirsiniz. Snipping Tool uygulamasını çalıştırıp görüntüsünü almak istediğiniz yeri fareniz ile s kolayca kaydedebilirsiniz.

Windows 7’deki bir diğer göze çarpan yenilik ise Aero Shake özelliği. İstediğiniz bir pencereyi fare ile tutup salladığınızda diğer açık olan tüm pencereler simge durumuna küçülüyor. Pencereyi tekrar salladığımızda ise eski haline geri dönüyorlar. Ayrıca bir pencereyi fare ile tutup, fareniz ekranın en sağına ya da en soluna gelecek şekilde iterseniz pencere ekranın yarısını kaplayacak şekilde boyutlandırılıyor. En üste çıkınca da tam ekran yapıyor…

Yukarıda yazdıklarım çok kısa bir zaman içerisinde benim gözüme çarpan yenilikler. Tabi ki bunların dışında daha birçok farklılık var Windows 7’de… Windows işletim sistemlerine nazaran bir Linux dağıtımı olan Ubuntu işletim sistemini tercih edip kullanmama rağmen (tabi ki bir çok nedenden ötürü halihazırda bir XP işletim sistemimde bilgisayarımda mevcut) Windows 7’yi genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Internet’teki birçok yorum da Vista’dan sonra çıkacak olan Windows 7’nin beklenenleri verecek bir işletim sistemi oluğu yönünde.

30 Ocak 2009 Cuma

Visitors (Ziyaretçiler)

Hiç gözümün önünden gitmiyor kadının bir kavanozun içinde duran farelerden birini kuyruğundan tutarak kaldırması ve ağzına atması... Bu diziyi izlememiş olsam daha sağlıklı bir çocukluk geçirmiş olabilirdim!

90'lı yıllarda TRT'de yayınlanırdı Visitors (Ziyaretçiler) dizisi. Bu arkadaşlar aslında kertenkele gibi birşeydi ancak insan kılığında geziyorlardı. Bende psikopat gibi hiç kaçırmadan izlerdim.

Aldığım bazı haberlere göre Ziyaretçiler dizisi tekrar çekilmeye başlanıyormuş. The 4400'ün yaratıcısı Peter Scotte'un yapımcılığını üstlendiği dizinin çekimleri yakın zamanda başlayacakmış... Çocukluğumu yediler şimdi de gençliğime göz diktiler farkındayım...










(İşte o fareleri çiğnemeden yutup beni psikopata bağlayan alçak kadın)

27 Ocak 2009 Salı

Evde Sinema Keyfim!


Alive

"Anything is possible"

Çok eskiden izlemiştim bu filmi.. Bazı kırıntılar kalmış aklımda filme dair. Ancak öyle kırıntılar ki, filmi tekrar izleme ihtiyacı duymama neden oldu..


Piers Paul Read'in "Alive: The Story of The Andes Survivors" kitabından uyarlanarak yapılan film, yaşanmış bir olayı anlatıyor.

Bir ragby takımının Uruguay'dan Şili'ye maç yapmak için giderken içinde oyuncuların ve yakınlarının bulunduğu 45 kişiyle birlikte, uçaklarının And Dağları'na düşmesini ve kazadan kurtullanların soğuk ve açlıkla nasıl savaştıklarını, yaşamak için neler yapabileceklerini anlatıyor bu film.


Filmde anlatılan gerçek olayla ilgili yapılmış bir internet sitesi de var : burada
Sitede kazayla ilgili gerçek fotoğrafları bulabilirsiniz.

Filmin IMDB linki : burada